Yüksek profilli bir ayakkabı firmasının satış müdürü olan Pim (Monchanok Saengchaipiangpen), 30 yaşına geldiğinde, başkalarının hayatlarında sadece hayalini kurduğu şeyi gerçekleştirmiş, anlayışlı ve başarılı bir iş kadınıdır. Başarılı bir kariyer ve sağlıklı bir iş-yaşam dengesi ile Pim, bir insanın isteyebileceği her şeye sahiptir. Yine de bu, iyi niyetli ebeveynleri için hala yeterli görünmüyor. Pim'in evlilik için mükemmel bir yaş olduğuna inanıyorlar ve onu tekrar tekrar iyi bir adam bulup onunla yerleşmeye teşvik ediyorlar. Sorun şu ki Pim, özellikle arkadaşları ve ailesi onu sürekli en iyi arkadaşı Pon'a (Arak Amornsupasiri) doğru ittiğinde ilgilenmiyor.
İkisi çok eski zamanlardan beri arkadaştır ve Pon her zaman Pim'in yanında olan tek kişidir. Birbirlerinin hayatındaki tek sabit onlar ve Pim, Pon'suz bir hayat düşünemez. Ama her şeye rağmen, onu bir arkadaştan başka bir şey olarak göremiyor gibi görünüyor. Aile baskısı artmaya devam ederken, Pim ve Pon bir bahse girer: ikisi de bir yıl içinde ruh eşlerini bulacaklardır. Kalbini bir fırtınaya kaptırmaya kararlı olan Pim, işe koyulur. Ancak tüm ilişkileri başarısız olur. Bu arada, yıllardır Pim'e gizlice aşık olan Pon, Pim'in etrafındaki her erkeği fark etmesini izlemekten bıkmıştır - sadece kendisi değil. Bıkmış, Pon başka bir şehre taşınıyor ve Pim'i kendi başına yaşamaya bırakıyor.
Pim, birbirlerinden hiç olmadıkları kadar uzaklaştıktan sonra, hayatın Pon olmadan aynı olmadığını anlamaya başlar. Ama onun yokluğu, içinde saklanan derin, önceden gözden kaçan duyguları uyandırmaya yeterli mi, yoksa Pim ve Pon bir daha asla arkadaş olamayacaklar mı?