İçine doğduğu işçi sınıfı hayatından başka hiçbir şey bilmeyen inatçı Lu Xiao Lu, izlemesi beklenen yola gönülsüzce başlar. 1990’ların Çin’inde on dokuz yaşındayken etrafındakilerin baskısını hisseder ve kasabanın sakarin fabrikasında işe girer. Yavaş yavaş bürokratik fabrika rutinine uyum sağlıyor, iş arkadaşlarıyla bağ kurarak, kızlarla flört ederek ve etrafındakilerin beklentilerine tamamen boyun eğmeyi reddederek durumu en iyi şekilde değerlendiriyor. Lu Xiao Lu yolunu bulurken, ekonomik olarak genişleyen Çin’in şaşırtıcı bir portresi ortaya çıkıyor; ortak bir hedefin propagandası yerini bireysel mutluluğa kayıtsız kalan bir sonuç sistemine bırakıyor. Ancak geliştirdiği ilişkiler sayesinde Lu Xiao Lu, istediği hayat için savaşmaya karar verir.